Duygusal Zeka İçerik:
- Duygularımız Nerden Geliyor?
- Duygunun Nörokimyası?
- Düşünce – Duygu ve Davranış İlişkisi
- Duyguların Dili
- İnanç Kalıplarımız / Zihin Haritalarımız ve Duygularımız
- İş Yaşamında ve Yaşamda Duygusal Zeka
- Duygularımızdan Ayrışma Taktikteri
- Afirmasyonları Oluşturmak
- Farkına Varmak ve Yönetmek
Duygusal Zeka Amaç:
Hareket halindeki enerji olan duygularımızın dilini anlayarak iş dünyasında ve sosyal yaşantımızda duygularımızın bizi değil; bizim duygularımızı yönettiğimiz hale geçmek.
Nerden Çıktı Bu Duygusal Zeka?
Bu konunun burada ne işi var, diyebilirsiniz. Bu kadar kurumsal, teknolojik vb konularının yanında “Duygusal Zeka’nın” ne anlamı var burada diye düşünebilirsiniz.
Çook anlamı olduğunu düşündüğüm için özellikle paylaşıyorum ve genç / yaşlı herkese anlatmaya gayret ediyorum. Neden mi?
- Çünkü, biz insanları yapay zeka’dan ayıran en önemli özelliğimiz, duygusal zekamızdır.
- Çünkü, duygusal zeka yaratıcılığın, hayal gücünün merkezidir.
- Çünkü, bütünü düşüncelerle kavrayamayız ama duygularla kavrayabiliriz. Bütünü kavrayabilme gücünü, enerjisini bize duygularımız verir.
- Çünkü, duygusal zekamızı geliştirmediğimiz sürece, öğrenmeyi öğrenmiş “Yapay Zeka” bir çok yerde mesleklerimizi elimizden alacak ve uygulamalar üzerinden insanı ve her türlü algısını yönetecek.
Duygusal Zeka Nedir?
Duygusal zeka, kişinin kendi duygularını ve başkalarının duygularını tanımlama ve yönetme yeteneğini ifade eder. Duygusal zekanın genellikle birkaç beceriyi içerdiği söylenir: yani duygusal farkındalık veya kişinin kendi duygularını tanımlama ve adlandırma yeteneği; bu duyguları kullanma ve bunları düşünme ve problem çözme gibi görevlere uygulama becerisi; ve hem gerektiğinde kendi duygularını düzenlemeyi hem de başkalarının da aynısını yapmasına yardım etmeyi içeren duyguları yönetme yeteneğidir.
Duygusal Zeka Neden Önemlidir?
Duygusal zekası yüksek olan insanlar, hayat karşısında daha güçlüdür ve onu yönetebilme becerisine sahiptir. Hayata mekanik bir tarzda tepki vermez. İş ve sosyal yaşamında başına gelenlere direkt “negatif bir duygu” ile bakmaz. Öncesinde “entelektüel beynini” devreye alır ve bazı sorular sorar:
- “Düşüncelerim doğru mu yoksa bir önyargı mı?
- “Negatif duygu seçersem bana faydası var mı ve gerçek mi, biliyor muyum?
- “Pozitif bir duygu seçme özgürlüğüne sahip miyim?”
- “Öfkelenmek, üzülmek, depresif olmak vb dışında yani pozitif ya da nötr bir duygu halinde, kendimi nasıl ifade edebilirim? Vb sorular sorarak önce düşünür.
Dolayısıyla, duygusal zekası yüksek olan insanlar, hayal kırıklığı veya üzüntüden daha incelikli bir şeye kadar, kendi duygusal durumlarının, hatta olumsuz olanlarının oldukça bilincindedirler.
Ne hissettiklerini tanımlayabilir ve anlayabilirler. Bir duyguyu adlandırabilmek ayrıca o duyguyu yönetmeye de yardımcı olur. Bu nedenle, duygusal zekası yüksek olan kişilerin özgüvenleri yüksektir ve kendileri hakkında daha gerçekçidirler.
Duygusal zeka, daha güçlü ilişkiler kurmanıza, okulda ve işte başarılı olmanıza, kariyer ve kişisel hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olur.
Ayrıca duygularımızla bağlantı kurabilmemiz, niyetimizi eyleme dönüştürmede ve bizim için en önemli olan şeyler hakkında bilinçli kararlar vermemizde bize yardımcı olurlar.
Duygusal zekaya sahip olanlar, öz-disiiplin konusunda daha başarılı bir tutuma sahiptirler.
EQ’su yüksek bir kişi, eylemlerinde dürtüsel veya aceleci değildir. Yapmadan önce düşünürler.
Dolayısıyla, kendi içlerinde bir duygu düzenlemesi yapabilir, hissettikleri bir duygunun yoğunluğunu azaltabilirler. Öfke veya kaygıyı bir çentik aşağı çekmek, aşağı regülasyon olarak adlandırılır. Duygusal zekaya sahip kişiler, hem içeride hem de dışarıda vites değiştirebilir, dolayısıyla ruh halini hafifletebilir.
Duygusal zekaya sahip insanlar daha empatik olurlar. Hem kendi içlerinden, hem de sosyal çevrelerindengelen duygusal sinyallere daha duyarlı olduklarından, bu durum kişiyi daha iyi bir arkadaş, ebeveyn, lider veya romantik partner yapar. Başkalarıyla uyum içinde olmak, esneklik-adaptasyon gücü dolayısıyla liderliğin de ön şartıdır aslında.
Yaratıcılığın, hayal gücünün ve sanatın da kaynağı olan duygularımızı doğru kullanırsak, içinde bulunduğumuz yapay zeka çağında güçlü ve farklı olarak kalırız. Çünkü internetteki tüm bilgilere erişebilen, kendi hafızasında tutan bir yapay zeka ile baş edemeyiz ama duygusal zekamızı kullanarak yaratıcılığımız ile onunla baş edebiliriz.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.