#düşünce, #olumludüşünce, #zihinprogramı, #düşünme, #savunmamekanizmaları, #düşünmeyidüşünme
Savunma Mekanizmaları Süre:
Min 3 saat Maks: 1 gün
Savunma Mekanizmaları Amaç:
İnsanoğlunun, esasında kendimizin ve yaratıcılığımızın önünde bir kaçış yolu olarak kullandığı savunma mekanizmalarının neler olduğunun ve neden başvurduğumuzun farkındalığına ve idrakine vararak, bu gücü yeniden ele almak üzere bilinç ve farkındalık kazandırmak
Savunma Mekanizmaları İçerik:
- Kendini Tanı (İnsan ve Boyutları)
- Savunma Mekanizması Neden Doğar?
- Zihin Haritalarımız ve Algılarımız
- Öz – Ego ve Maskeler
- Özsaygı – Özdeğer – Özsevgi – Özyeterlilik
- Johari Penceresi
- Savunma Mekanizmalarımız
- Farkındalık
- Düşünce – Duygu – Davranış Tutarlılığı
- Yönetme Taktikleri
Savunma Mekanizmaları Kazanım:
Savunmaya Mekanizmalarının tanımlanması ve irdelenmesi ile neden – sonuç ilişkisinin farkındalığına varılır. Kişiyi Düşünce – Duygu ve Davranış tutarlılığına götürecek altyapı oluşturulur.
Bilgi ve Teklif Almak İçin
Lütfen aşağıdaki formu doldurunuz, size en kısa sürede dönüş yapacağım
İletişim Manipülasyonları ve Savunma Mekanizmaları
Düşüncelerimiz ve duygularımızı paylaşırken zaman zaman birbirimizden taleplerimiz olur. Makul taleplerimiz karşılanırken, makul bulunmayanlar reddedilir. Eğer talebimiz bizim için çok önemli ise bazen sağlıklı olmayan yollardan bunu kabul ettirmeye çalışırız. Bu durumda tamamen talebimize kilitlenir, onu gerçekleştirmek için birçok şeyi göz ardı ederiz; karşımızdaki insanın duyguları, düşünceleri, kendisinden talep ettiğimiz şeyi yapmak isteyip istemediği önemli değildir.
Bizim gibi düşünmelerini, bizim gibi hissetmelerini sağlamak, gücümüzü ve isteklerimizi kabul ettirmek için onları kendi NESNEMİZ haline getirmeye çalışırız. Bu anlayışla kendimizi de nesne haline getirdiğimizi fark etmeyiz bile.
İşte karşımızdakini isteği dışında yönlendirmek için başvurduğumuz bu yollara manipülasyon diyoruz. İletişimde sıkça kullanılan dört manipülasyon vardır
- Yumoşlar
- Suçlayıcılar
- Bilgisayarlar
- Kaçaklar
Yumoşlar ve Savunma Mekanizmaları
Yumoşların sesleri tiz ve tırmalayıcıdır. Tartışmalarda karşı tarafın kızmasını önlemek için alttan alırlar. Eziktirler, arabulucuyu oynarlar, farklılıkları uyumlu hale getirmeye çalışırlar. Başkalarını yumuşaklıkla savunurlar, bir sorun varsa örtbas etmeye ortalığı yatıştırmaya çalışırlar.
- “Ne istiyorsan tamam.”
- “Senin mutlu olmanı istiyorum.”
- “Senin iyiliğin için söylüyorum.”
- “Tamam tamam sen haklısın.”
- “Aslında temelde aynı şeyleri söylüyoruz.”
- “Canım o da aynı şeyleri söylüyor.”
- “Beni yanlış anladın, ben de aynı şeyleri söylüyorum.”
- “Sinirlenme canım, kötü bir şey söylemedi.”
- “Tamam tamam, çok önemli değil.”
- “Haklısın canım, benim yüzümden oldu.”
- Yumoşların çocukluklarında aldıkları mesaj:
- “İnsanlara yük olma. Kendin için bir şey istemek bencilliktir.”
Bu mesajın altında yatan ise: “Ben acizim, hiçbir şeyim, değersizim.”
Suçlayıcılar ve Savunma Mekanizmaları
Suçlayıcıların sesleri sert ve otoriterdir. Bağırır gibi konuşurlar. Saldırgandırlar. Yargılayıcı ve aşağılayıcı bir tarzları vardır. Durmadan kıyaslar ve şikayet ederler. Hata buluculukta üstlerine yoktur. Karşısındaki kişilere konuşma fırsatı tanımaz, sık sık söz keserler. Konuşurken parmaklarını suçlarcasına sallayanlar onlardır. Bir soru sorsalar bile yanıtını beklemeden konuşmaya devam ederler. Çünkü soruyu öğrenmek için değil, azarlamak, yargılamak için sorarlar. Amaçları güçlü olduklarını göstermektir. Kendilerinden yaş, konum vb. açısından aşağı gördüklerine, aptal, salak, geri zekalı şeklinde hitap etmekten hoşlanırlar.
- “Senin yüzünden…”
- “Sen hep böyle yapıyorsun…”
- “Sen hiçbir zaman…”
- “Sen asla…”
- “Sen hiç…”
- “Sen her zaman…”
- “Sen daima…”
Ortada bir sorun varsa bundan sorumlu tutup suçlayacakları birilerini MUTLAKA bulurlar. Ender olarak ağızlarından hatalarını kabullenir gibi bir söz çıksa da hemen ardından “Ama …” diye başlayan bir cümleyle “özeleştirilerini” iptal ederler.
Suçlayıcı birileri ile hayat çok zordur. Suçlayıcıların çocukluklarında aldıkları mesaj: “Korkak olma! Kimsenin seni aşağılamasına izin verme!”
Bu mesajın altında yatan ise: “Ben yalnızım ve başarısızım”
Bilgisayarlar ve Savunma Mekanizmaları
Bilgisayarların sesleri duygusuz, kuru ve monotondur. Mantıklı, sakin ve soğukkanlıdırlar. Nutuk atar gibi konuşurlar. Uzun cümleler kurarlar. Zeki görünmek onlar için önemlidir. Çok dikkatli konuşmaya, hata yapmamaya özen gösterirler. Konuşmalarında kendi alanında otorite sayılan kişilerden alıntılara çok sık rastlanır. Fikirlerini bu kişilerin görüşleriyle güçlendirmeye özen gösterirler:
“Max der ki…” “Freud der ki…şeklinde İzah ederler, ölçerler, tartarlar, mantık yürütürler. “Yapmalısın, etmelisin, yapmamalısın” vb tavsiye sözcüklerini sık kullanırlar. Bilgisayarların bedenleri dik ve hareketsizdir. Konuşurken sadece başları hareket eder.
Bilgisayarların çocukluklarında aldıkları mesaj: “Mantıklı ol! Duygularınla hareket edersen istismar edilirsin”
Bu mesajın altında yatan ise “Duygularımdan korkuyorum. Duygular tehlikelidir ve zayıflığın göstergesidir.”
Kaçaklar ve Savunma Mekanizmaları
Kaçaklar zayıfı oynarlar ve genellikle sessiz kalırlar. İşlerine gelmeyen durumlarla karşılaştıklarında ya anlamazlıktan gelirler ya konuyu değiştirirler. Ses tonları söylediklerine uymaz.
- “Efendim? Ne dedin, anlamadım?”
- “Seni duyamadım.”
- “Ben markete kadar gideyim.”
Ergen yaşlarda evlerini bir otel gibi kullanırlar. Evi genellikle ilk terk eden onlardır. Onların yüzünü yemekten yemeğe görürsünüz. Odalarının kapısını kapatır; müzik ya da bilgisayarlarla oynarlar. Böylece evin içinde görmek ya da duymak istemedikleri şeylerden kaçarlar. Durmadan bir şeyleri çekiştirirler; saçlarıyla oynarlar, çoraplarını düzeltirler, ellerine geçirdikleri kalemi döndürürler; bu hallerinden orada olmadıkları bellidir. Hızlı hareket ederek yalnızlıklarını, amaçsızlıklarını ve yetersizliklerini unutmaya çalışırlar.
Kaçakların çocukluklarında aldıkları mesaj: “Aman boş ver, dünyayı bu kadar ciddiye alma.”
Bu mesajın altında yatan ise: “Ben yetersizim. Sorunlardan kaçarak, onları yok sayarak yetersizliğimle yüzleşmekten de kaçabilirim”
Aktif olanlar: Bilgisayar (Değersizlik), suçlayıcı (yetersizlik)
Pasif olanlar: Yumoş (Değersizlik), kaçak (yetersizlik)
Kendinizi önünüzdeki hayat sahnesine alıp, siz de yönetmen koltuğuna oturduğunuzda kendinizi hangi manipülasyonları kullanırken görüyorsunuz?