Şimdiye kadar “Yarınlarımız garanti altında olsun. Aman geleceğimizi güvence altına alalım vb” düşünceleri ile hep belli çerçevelere, kurallara ve alışkanlıklara bağlı kalarak, içinde bulunduğumuz toplumsal organizmanın bizi sürüklediği doğrultuda bir sürü olarak yaşadık. Aynen yüksek bir debide gürül gürül akan bir derenin üzerinde oraya buraya sürüklenen bir kütük gibi. Kendimizi bu akışın dışına alabildiğimiz anda esasında gerçek varoluşa geçebiliyoruz.
Yeni bir yaşama ve yeni insana hazırlandırıldığımız bu günlerde, içinde bulunduğumuz kaosun, hengamenin getirdiği “Belirsizlikler” ve bunun çıktısı olabilecek endişe duyguları ile baş edebilmemiz için işte sizlere 10 öneri :
1. Hayat seni yıkmadan sen kurallarını yık! “Düşünceler duyguları, duygular davranışları, davranışlar alışkanlıkları, alışkanlıklar kaderimizi oluşturur.” Düşünceni yık, kaderin değişsin!
2. En kötüye hazırlıklı ol. Risk planlarını yap. Daha iyisi olursa mutlu olursun.
3. Alışkanlıklarının ötesine geç. Yeni alışkanlıklar oluştur. Değişimlere kolay adapte olmanı sağlar.
4. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, bunu bil. Ekonomik, sosyolojik, teknolojik ve psikolojik olumlu-olumsuz birçok değişiklik bizi bekliyor. Önceden kabul edersen, kavga etmez, zorlanmaz ve şaşırmazsın.
5. Yaşamak ve VAR olmak arasındaki farkı DÜŞÜN ve ANLA! Birinde oyuncusundur ve hayat seni yönetir, diğerinde yönetmensindir ve sen hayatını yönetirsin!
6. Kafandaki kaosu durdurmak için Meditasyon yap! Düşünmeyi düşün! Hatta hiç düşünmemeyi dene! Dur!
7. İnsanlardan/sistemden medet umma! Çözümlerini kendin üret!
8. Özellikle bu sıkıntılı dönemi kendini ve yaşamını dönüştürmek için kullan. Biliyorsun Konfor insanı çürütür. İnsanı yani önce kendini ve hayatı daha iyi tanımak için psikoloji, felsefe, ezoterizm, tasavvuf, ontoloji (varlık bilimi) gibi disiplinleri araştır ve oku. Onlar bügünler için var!
9. Önemsiz bir hayvan olarak yola çıkan ama tanrılar katına ulaşmaya çalışırken kendi varlığını ve doğayı yok etmeye kalkan insanoğluna, dışardaki tüm yaşamını durdurarak cevap veren Korona bize ne anlatıyor acaba? Hayattan gelen tesirlere göre yaşayan insan yok olur, kaybolur ama KENDİNİ hatırlayan, ÖZÜNÜ keşfeden insan ise varoluşuna kattığı ANLAM ile ölümsüz olur.
10. Bağlanmadan yaşa! Aynen Can Yücel’in şiirinde de dediği gibi;
Bağlanmayacaksın
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak. “O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…
Can Yücel
Dr. Müh. Gülay SAVAŞ